İş ve eş sorunları, ekonomik sorunlar, ruhsal gerginlikler, yorgunluk, ilişkideki diğer problemler vb. nedenlerden dolayı her erkek hayatının bir döneminde ereksiyon yani sertleşme problemiyle karşılaşabilir. Bu doğal ve olağan bir durumdur. Çünkü her zaman ve bütün koşullarda yeterli ereksiyonun sağlamasını beklemek cinsel bir mit olmaktan ileri gidemez. Fakat ereksiyon problemi sık tekrar eder, ısrarcı olursa ve cinsel birleşmeyi sık engellerse; bu durum tedavi gerektirir.

Cinsel ilişki için gerekli sertliği başlatamama, sağlayamama veya devam ettirememe durumunda sertleşme bozukluğundan bahsedilebilir. Cinsel temas esnasında, cinsel istek duyulmasına karşın, erkek cinsel organının sertleşme bozukluklarına, yeterli veya kesinlikle sertleşmemesine "iktidrasızlık", "erektil disfonksiyon" yada "empotans" denir.

İktidarsızlık, cinsel isteksizlik değildir. Boşalma sorunlarından farklıdır. Ve erken boşalma veya kısırlıkla kesinlikle karıştırılmamalıdır. İktidarsız bir erkek orgazm ve baba olabilir.

Cinsellik, hayatımızda üreme ve neslin devamının çok ötesinde kilit bir öneme sahiptir. Sosyal ilişkileri ve aile kurumunu bir arada tutan mutluluğun ana yapı taşıdır. Bu nedenle iktidarsızlık sadece bir kişinin sorunu değil karı kocanın ortak sorunu olarak algılanmalıdır.

Araştırmalara göre empotans, 40-70 yaş arası erkeklerin %70 görülür ve yaşam kalitesini olumsuz olarak etkiler. Cinsel konularda araştırmaları ile bilinen Masters ve Johnson"na göre; cinsel ilişkilerin % 25'inde ereksiyonun sağlanmasında sürekli bir sorunun vardır.

Penisin Anatomisi
Anatomik olarak penisin içinde idrar yoluna paralel iki adet Corpora Cavernosa adı verilen süngersi silindirler vardır. Erkek cinsel açıdan uyarıldığında sinir sistemi penisi canlanması için uyarır. Penisin adelesi ve penise gelen atardamarları, süngersi silindirlerin içerisindeki sinüzoidleri kanla doldurmak için gevşerler. Bu da organın genişleme ve sertleşmesi ile ereksiyonu sağlar. Sinüzoidlere kanın dolmasıyla birlikte organ içersinde artan basınç ve gerilme venleri baskı altında alır ve bir nevi dolaşım engellenerek kan akımı ayarlanmış olur. Kan akımının bu şekilde ayarlanması ereksiyonun devamlılığını sağlar. Bu olayın meydana gelmesinde, beyin, omurilik, sinirler, kan damarları, penis düz kası ve hormonlar rol alır. Süngerimsi silindirlerin adeleleri beyin ve omurilikteki özel merkezler tarafından idare edilerek penisin ereksiyon ve gevşemesini sağlarlar. Bu merkezler cinsel temas, erotik uyarılar veya fantezilerden etkilenerek ereksiyonu sağlarken, endişe, güvensizlik, heyecanlanma, korku ve stresle de ereksiyonu olumsuz etkilerler.

İktidarsızlığın Nedenleri
-Stres, sürekli mesleki baskı, meslek ve aile yaşamında başarısızlık duygusu, eşler arasında sürekli yaşanan problemler, bedensel antipati ve kadının gebe kalmasından duyulan korku, başarısız olma korkusu, cinsellik hakkında yanlış bilgilenme veya keşfedilme, reddedilme, üzüntü vb. nedenlerden kaynaklanan anksiyete ve depresyon gibi ruhsal sıkıntılar,
-Erken boşalma, orgazm bozuklukları ve cinsel istekte azalma,
-Penisin atardamarlarına, toplardamarlarına, süngerimsi silindirlerine ve sinirsel yapılarına ait bozukluklar,
-Aşırı sigara, alkol, eroin, esrar veya diğer uyuşturucu maddeler,
-Akciğer, karaciğer, kalp, böbrek, sinir, arter veya venlerin kronik hastalıkları, ( Özellikle şeker hastalığı, yüksek tansiyon, arteryoskleroz veya damar sertliği, testesteron hormonundaki azalma vb. )
-Leğen kemiği veya omurgalardaki yaralanmalar,
-Prostat, mesane veya rektum kanseri sebebi ile yapılan ameliyatlar,
-Antidepresanlar, antihistamimikler, hipertansiyon ilaçları veya prostat kanseri tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar,

Durumun bütün açıklığı ile doktora anlatması teşhis ve tedavi için atılacak ilk adımdır. Orta yaş öncesi genellikle ruhsal nedenler, daha sonraki yaşlarda ise organik nedenler ve sağlıksız yaşam biçimleri nedenler arasında ağırlık kazanmaya başlar.

İktidarsızlığın Tanısı
-Ayrıntılı tıbbi ve cinsel hikaye,
-Detaylı bir fiziksel muayene,
-Laboratuvar testleri vb.

Cinsel Terapist Dr.Helen Singer KAPLAN"ın "Resimli Cinsel Tedavi Kılavuzu" adlı kitabının ikinci baskısında iktidarsızlığı, ereksiyon fonksiyon bozukluğu olarak tanımlamış ve nedenleri konusunda şunları yazmıştır: "Ereksiyon, doğru bir hormonal çevreye, sağlıklı bir penis anatomisine, yeterli vasküler kaynağa ve sağlam ve iyi fonksiyon gösteren sinir araçlarına bağlı olan nörovasküler bir reflekstir. Bu bileşenlerden herhangi birindeki sorunlar fiziksel temelde potans bozukluklarına neden olabilir. Genital araçlarda fiziksel bir bütünlük olduğunda bile, ereksiyonu yöneten otonom vasküler refleksler hassastır ve bilinçsiz çatışma veya duygularla bozulmaya açıktır. Bir erkek sevişirken sakin bir duygusal halde ve çatışmasız olmadığı sürece, ereksiyon refleksleri bozulmaya açıktır.
Geçmişte, psikojenik iktidarsızlığın cinsellik konusundaki derin nevrotik çatışmanın bir ürünü olduğuna inanılmaktaydı. Psikoanalitik teoriye göre, yeterince çözülmemiş oedipal konulara bağlı olarak bilinçsiz incinme (hadım edilme) korkuları psikojenik iktidarsızlığın temel belirleyicisiydi. Daha yakın zamanda ereksiyon zorluklarında çifte ait nedenler konusuna daha fazla dikkat edilmeye başlanmıştır ve evlilik veya aş ilişkisinde bilinçsiz rahatsızlığın, önemli güç çatışmalarının ve sözleşmesel hayal kırıklıklarının ve karşılıklı çocukluk çağı transferanslarının da ereksiyon zorluklarına neden olabileceği hipotezi ortaya atılmıştır.
Açık bir şekilde, hem bilinçsiz hem de intrapsişik ve çiftle ilgili çatışmalar potans bozukluklarına neden olabilir ve olmaktadır. Bu çatışmaların savunmasız olan erkekte cinsel faaliyete dahil olmak üzereyken ortaya çıkması muhtemeldir. Bununla birlikte, klinik uygulamada gördüğümüz ereksiyon bozukluklarının birçoğu daha basit, çok daha kolay düzeltilebilen duygusal faktörler tarafından üretilmektedir. Bunlar, performans anksiyetesini, kadın tarafından reddedilme korkusunu, geçmişte yaşanan ereksiyon zorluğu deneyimi nedeniyle iktidarsızlık beklentisini, kadının tatmini ile aşırı biçimde ilgilenilmesini ve kültürel olarak indüklenen cinsel zevk hakkındaki suçluluk duygusunu kapsar. Bu konular, daha derin korkular kadar, erkek üzerinde sevişirken yoğunlaşabilir ve erkeğin kendisini cinsel deneyime bırakmasına engel olur. Anksiyete veya anksiyeteye karşı savunmalar olmadan kendini bırakma ereksiyon reflekslerinin düzgün çalışması için gerekli bir koşuldur.
Çok daha basit kaynaklara sahip olan potans bozuklukları genellikle cinsel terapi ile tedavi edilebilir, bu terapi daima, çiftler arasındaki cinsel sistemi insanileştirmek, belirsizlikten kurtarmak ve içerdiği anksiyeteyi ortadan kaldırmak amacını taşımaktadır. Bu şekilde, cinsel olarak kendini bırakma mümkün hale gelir ve potans yeniden elde edilir."

İktidarsızlığın Tedavisi
-Cinsel Terapi,
-Sigara ve alkol alımı sınırlandırılması,
-İlaç alışkanlıklarından kurtulma,
-Beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi,
-Egzersiz,
-Sildenafil sitrat, yohimbin, apomorfin, trazodon vb. ilaç tedavileri,
-Hormonal tedaviler,
-İntauretral tedavi yani idrar yoluyla ilaç uygulanması, (MUSE)
-Penis içi enjeksiyon,
-Enjeksiyon tedavisi,
-Cerrahi yöntemler,
-Pompa tedavisi,
-Penil protezler yani mutluluk çubukları,
-VIP-Peptide gibi pankreas enzimleri,
-Yulaf tentürü, Biberiye şarabı, Eğir kökü tentürü ve çayı, Ginseng kökünden elde edilen preparatlar gibi bitkisel karışımlar.
Tedavi kişiden kişiye değişebilir. Tedaviye erkek ve eşi beraber katılmalıdır.

Cinsel Terapist Dr.Helen Singer KAPLAN"ın "Resimli Cinsel Tedavi Kılavuzu" adlı kitabının ikinci baskısında iktidarsızlığın tedavi stratejilerini aşağıdaki şekilde açıklamıştır: "Ereksiyon fonksiyon bozukluğunun kısa aktif tedavisinde aşağıdaki sıra takip edilir:
1-Ereksiyon olmadan erotik zevk,
2-Orgazm olmadan ereksiyon,
3-Ekstravajinal orgazm,
4-Orgazm olmadan cinsel birleşme ve
5-Cinsel Birleşme.
Patojenik anksiyeteye ve savunmalara sevişme anında neyin neden olduğunun belirlenmesi için, her bir iktidarsız hastanın klinik durumu bireysel olarak değerlendirilmelidir. Bu veriler temelinde, cinsel durum, anksiyete uyandıran faktörlerin mümkün olduğunca fazlasının elimine edilmesini sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılabilir. Bazı cinsellik terapistleri işlemleri bireysel temelde yapılandırmamaktadır, bunun yerine tedaviye algılama odağı I ve II ile başlamaktadır. Bu prosedür için iyi bir mantık vardır, çünkü bu egzersizler ortalama vakada görülen anksiyetelerin büyük bölümünün elimine edilmesi için tasarlanmıştır. İlişkiye girme veya orgazm ile ilgili yasaklamalar performans anksiyetesini ortadan kaldırır, terapistin karşılıklı olarak zevk verme ve alma tavsiyeleri de bir performans sağlama ve gösterme amacının yerini alır. Aynı zamanda "sıra ile işlem yapma", erkeğin karısınınkine bağlı tepki vermesinin neden olduğu baskıyı ortadan kaldırır. Genellikle bir erkek algılama odağı II sırasında spontan ereksiyonlar yaşayacaktır. Bunlar kaybedilebilir ve geri dönebilir. Bu deneyim çift için son derece önemli dersler sağlar, bu dersler terapist tarafından açık hale getirilmelidir:
1-Gevşemiş koşullar altında ereksiyon gerçekleşecektir, yani ekipman iyi çalışır durumdadır.
2-Bir ereksiyon kaybedilirse, sonsuza kadar kaybedilmiş demek değildir. Nazik uyarılarla geri gelecektir. Aslında ereksiyonların uzun süreli sevişme sırasında kaybedilmesi ve geri gelmesi, uzun süreler boyunca kalıcı olabilecekleri çok genç yaşlar haricinde, normaldir.

SIKIŞTIRMA
Bazı durumlarda, kaygılı bir erkeğe kaybedilen bir ereksiyonu yeniden kazanabileceğini deneysel olarak gösterebilmek için, Masters ve Johnson tarafından başlatılan "sıkıştırma" tekniğini kullanırız (bkz. Şekil 38). Bir erkek ereksiyon olduktan sonra, karısı penisini ereksiyonun kaybolmasına yetecek kadar güçle baş kısmında sıkıştırır. Bu genellikle acıtmaz, ancak ereksiyonun üçte biri ila yarısı kaybolur, bu muhtemelen refleksif bir temelde gerçekleşmektedir. Bu şekilde kaybedilen ereksiyonlar nazik bir şekilde gerçekleştirilen uyarıyla hızlı bir şekilde geri döner. Bu manevranın birçok kez tekrarlanması genellikle bir çiftte ereksiyonun kaybı korkusunun tedavi edilmesi için yeterli olacaktır.

UYARIDA FARKLILIKLAR
Genellikle algılama odağı I ve II ile başlarız ancak bu değişmez bir şart değildir. Bazı erkekler uzun süreli nazik ön oyunlarla gerçekten inhibe olurlar. Cinsel değerlendirme, erkeğin özellikle potent olduğu bazı durumları ortaya çıkarırsa, bunlarla başlarız. Dolayısıyla, örneğin ereksiyon sorunları yaşayan bazı erkekler giyinikken bir kadınla "ön sevişme" gerçekleştirirken mükemmel ereksiyona sahip olur. Bu durumda, tedaviyi erkeğin aşk oyununa giyinikken katılacağı şekilde başlatabiliriz. İlişkiye girmesine izin verilmez, ancak karısı pantolonu üzerinden penisini uyarır. Tedavinin daha sonraki bir safhasında karısı fermuarını açabilir ve pantolonu hala üzerindeyken penisiyle oynayabilir.

Aynı zamanda yüksek sabah androjen seviyelerinin ve sabah ereksiyonunun avantajlarından yararlanıyoruz. Eğer bir erkek sabahları daha fazla tahrik olduğunu ve düzenli olarak sabah ereksiyonları ile uyandığını söylüyorsa, algılama odağı II"nin sabahın erken saatlerinde uygulanmasını öngörürüz.

Bazı durumlarda, bir kayganlaştırıcı, genellikle vazelin kullanılmasını öngörürüz. Bu madde, karısı erkeği uyarırken erkeğin penisi üzerine yerleştirilir veya erkek kendisini karısı yanındayken uyarırken penis üzerine konur. Bu son derece tahrik edici bir tekniktir ve nadiren ereksiyon meydana gelmez.

Oral uyarı tedavinin bu safhasında sıklıkla kullanılır. Birçok erkek için, bu cinsel faaliyetin en uyarıcı biçimidir ve ereksiyon üretmesi en muhtemel olanıdır. Doğal olarak oral seks kadının istekli olması ve bu fikirle kendini geri çekmemesi halinde kullanılabilir.

Uyarı sırasında bu ne biçimde olursa olsun, erkek obsesif olmamalı, seyretmemeli, yani ereksiyon olup olmadığını izlememeli veya "ne kadar sert olduğuna" bakmamalıdır.

Bu teknikler erkeğin anksiyeteden korunmasında başarısız olursa, erkekten uyarı alırken kendisini canlı bir erotik fanteziye daldırması istenir. Anksiyeteden ve anksiyeteye karşı obsesif savunmalardan (kendi kendini gözlemleme veya "izleme") erotik fantezi yoluyla kurtulma cinsel tedavide önemli bir yere sahiptir. Erotik fanteziler anksiyeteye karşı mükemmel savunmalardır ve aynı zamanda bunlar cinsel tepkiyi kolaylaştırır. Bununla birlikte, fantezi konusu terapatik hassasiyetle ele alınmalıdır. Çiftler sıklıkla kendilerinin ve / veya eşlerinin erotik fantezilerine yoğun duygusal reaksiyonlar gösterirler. Suçluluk ve utanç duyarlar ve içeriğin "anormal veya hastaca" olduğundan korkarlar; yalnızca birbirleriyle olması gerektiği "kabul edilen" cinsel eylem sırasında bir başka kişinin veya bir başka şeyin hayal edildiği gerçeği nedeniyle kıskanırlar ve/ veya suçluluk duyarlar.

Bu tür duygusal davranışlar hafifse ve çiftin psikopatolojisinde derin köklere sahip değilse, birbirlerinin fantezilerinin açık bir şekilde konuşulması her birindeki suçluluk hissini yok eder ve aynı zamanda çift arasındaki yakınlığın ve temasın ve erotik zevkin artmasını sağlar.

Bununla birlikte, bazı durumlarda bu zor ve ayrıntılı bir konudur. Güvensiz bir eş, kocasının kendisi ile sevişirken genç bir yabancı ile birlikte olduğunu hayal ettiğini öğrendiğinde paranoid bir kıskançlık tepkisi verebilir. Bu tür bir tepkinin daha derin seviyede ele alınması gerekir ve bu tepki sıkı bir şekilde semptom oriyantasyonlu bir tedavinin dar sınırları içerisinde yer alır. Fanteziye karşı olumsuz bir tepki verilmesi hastanın güvensizliğinin, partnerinin normal erotik fantezi yaşantısını kabul edememesinin köklerinin büyüdüğü kendisine karşı temel olarak yeterince saygı duymamasının üzerinde önemli işler yapılmasını gerektirir.

Reaksiyonlar
Bu yoğun erotik uyarı uygulaması, performans gösterilmesi gerekliliğinden kurtulma ile birlikte, birkaç gün içerisinde ereksiyon üretir. Bazı erkekler irrite olur çünkü bu süre içerisinde boşalmalarına izin verilmez, ancak bu durum tedavinin önünde önemli bir engel oluşturmaz. Bununla birlikte, bu prosedürlere tepki vermeyen bazı erkekler vardır. Bu tür durumlarda anksiyetelerin ve çatışmaların ve evlilikle ilgili zorlukların psikodinamik olarak araştırılması girişiminde bulunulabilir. Bununla birlikte, bu tür durumlarda iktidarsızlık muhtemelen derinlerdeki intrapsişik ve / veya evlilikle ilgili patolojiyle direkt olarak ilişkilidir ve bu tür hastalar genellikle kısa tedavi prosedürleri ile tedavi edilemez. Bir erkeğin orgazmsız ereksiyon üretmek için tasarlanmış davranış reçetelerine tepki vermemesi halinde, cinsel tedavi prognozu yetersizdir.

Ekstravajinal Orgazm
Erkek ereksiyon olabileceği konusunda güven kazandıktan sonra, tedavi elle ve / veya oral uyarı ile üretilen orgazma geçer. Bu prosedür daha öncekinin aynıdır, ancak erkek isterse boşalabilir.
İktidarsız erkeklerden bazılarının eşleri klitoral uyarı ile orgazm olmak konusunda isteksizdir ve tek tatmin kaynağı olarak cinsel birleşme talep ederler. Bu talep erkeği büyük baskı altında sokar, çünkü bir ereksiyonla performans göstermelidir, aksi halde karısı tatmin olmayacaktır. Bu tür durumlarda tedavi odağını kadına kaydırırız. Cinsel birleşme dışı orgazmı alternatif bir tatmin olma biçimi olarak kabul etmesini sağlama girişiminde bulunuruz. Bu, kapsamlı psikoterapatik işlerin yapılmasını gerektirebilir. Ancak bu, genellikle erkeğin baskı ve "performans" gösterme hissini ortadan kaldırmakta çok işe yarayan son derece önemli bir tedavi bölümüdür. Artık karısına istemli kontrole sahip olduğu elleri veya ağzı ile zevk verebilecektir. Kadın artık istemli kontrolün söz konusu olmadığı erekte bir penise bağımlı değildir. Artık kocası ereksiyon olmazsa kendisini reddedilmiş hissetmeyecektir " ve kocası da eşini orgazm oluncaya dek okşayabilirse ve onu sevdiğini veya "gerçek bir erkek" olduğunu "ispatlamak" için bir ereksiyon üretmesi gerekmezse artık reddedilmekten korkmayacaktır.

Orgazmsız Cinsel Birleşme
Orgazma giden gerçek cinsel birleşme öncesinde genellikle vajina içerisinde bulunma "uygulamasının" yapılması tavsiye edilir. Çifte önceki hafta ereksiyon üretmiş olan aynı erotik oyunu oynamaları söylenir. Ereksiyon gerçekleştiğinde, erkek kısa bir süre için kadının içine girer. Birkaç kez ileri geri hareket edebilir, ancak vajina içerisine boşalamaz. Orgazm daha önce olduğu gibi vajina dışında, erkeğin geri çekilmesi sonrasında gerçekleşir. Bazı durumlarda cinsel birleşme erkeğin kontrolü altında olmalıdır, yani itildiği zaman içeri girer ve çıkar. Diğer durumlarda, karısının penisi ile "ilgilenmesi" erkek için daha az anksiyete üretir ve daha uyarıcıdır. Kadının üstte olduğu pozisyonda, kadın erkeğin penisi ile, iyi bir ereksiyon sağlanıncaya dek oynar. Daha sonra penisi vajinasına yöneltir. Birkaç kez ileri geri hareket eder ve penisi dışarı çıkartır ve yine onunla oynar. Bu prosedür birçok kez tekrarlanabilir. Yine, tedavinin bu safhasında boşalma ekstravajinal olmalıdır.

Cinsel Birleşme
İlk cinsel birleşme deneyimi bir miktar anksiyete yaratabilir ve bu nedenle mümkün olduğunca güven tazeleyici ve uyarıcı olacak şekilde yapılandırılmalıdır.
Erkeğe genellikle bir "çıkış" verilir. Kendisine bir önceki "orgazmsız cinsel birleşme" bölümünde açıklanan cinsel oyuna katılması tavsiye edilir. İsterse vajina içerisine boşalabileceği söylenir. Bununla birlikte, istemezse, veya fonksiyon göstereceği konusunda herhangi bir şüphesi varsa, geri çekilmeli ve orgazmı vajina dışında yaşamalıdır, veya diğer hallerde orgazm olmamalıdır.

Erkeğe, bu konudaki fikirleri hayati önem taşıyan karısının yanında, "bencil" olması söylenir. Fonksiyon gösterebilmek için kendisini duygularına ve hissettiklerine, partnerini, o an için dışarıda tutacak şekilde bırakması gerekmektedir. "Bencilliği" geçicidir, çünkü eğer kadın erkeğin spontan heyecanı ve orgazma hızlı bir şekilde gitmesi halinde tatmin olmazsa, erkek kadını kendisi boşaldıktan sonra klitoral olarak indüklenen orgazmla tatmin edebilir.

Erkeğe fantezi kullanması tavsiye edilir ve bunun yanı sıra ne kadar hızlı olursa olsun istediği hızı ve kendisine en fazla güven veren ve heyecanlandıran istediği pozisyonu veya tekniği kullanması söylenir. Tüm bu araçlar geçicidir ve cinsel birleşme güvenliği yeniden sağlandıktan sonra kullanılmayacaktır. Bununla birlikte, gelecekte erkek yeniden ereksiyon tepkisini bozan geçici bir anksiyete yaşarsa, cinsel tedavi sırasında öğrendiği teknikleri, bu zorlukların üstesinden gelmesine yardımcı olmak üzere kullanabilir.

Reaksiyonlar
İktidarsızlığın hızlı bir şekilde kaybolması, veya herhangi bir cinsel fonksiyon bozukluğunun hızlı bir şekilde yok olması genellikle semptomatik hastada rahatlama ve memnuniyet yaratır. Bununla birlikte, arada sırada, semptomlar bilinçsiz bir savunmacı amaca hizmet ettiğinde, cinsel fonksiyonla ilgili bir miktar anksiyete veya depresyon kalır. Bununla birlikte, partnerin kocasının ani, yeni potans haline yoğun bir duygusal tepki gösterebileceği bilinmelidir. Partner aynı zamanda karmaşık duygulara da sahip olabilir.

Bazı kadınlar kocalarının gelişimi konusunda çok mutlu olur ve bu pozitif motivasyonu konuşma ve davranışları ile gösterir. Bununla birlikte diğerleri tehdit altında hisseder. Bunlar anksiyetelerini sözlü olarak ifade edebilir veya bunu açıklanamayan baskı veya kaygı havası ile gösterebilir. Başkaları çatışmalarını gösterir ve kocalarının tedavisinin önüne bilinçsizce engeller koyar.

Tedavinin ve eşin cinsel fonksiyonunun sabote edilmesi birçok biçimde olabilir. Bu ilgi kaybı, sıcaklık ve teşvik eksikliği, kocaya karşı yoğun eleştirel bir yaklaşım biçiminde olabilir. Bu davranışlar genellikle terapatik seanslar sırasında görünür hale gelir. Kadının tavrı destekten artan ayrılmaya veya talebe kadar değişebilir. Veya kadının direnci son derece açık bir şekilde görülebilir. Kadın kaygılı veya baskı altında olabilir, ağır bir şekilde içmeye başlayabilir ve / veya egzersizlerin sıkıcı ve mekanik olduğundan şikayet edebilir. Açık bir şekilde eleştirici olabilir, bir içki alemine gidebilir. Vakalarımdan birinde kadın, kocasının iyi ereksiyonlar elde etmeye başladığı noktada evlilik dışı bir ilişkiye başlamıştı.

Eşteki hızlı cinsel gelişmeye karşı olumsuz partner reaksiyonunun kaynakları genellikle kocaya karşı bilinçsiz düşmanlık ve daha genel olarak da artık potent ve canlı olması nedeniyle onu kaybedeceğine dair duyulan bilinçsiz korkudur. Bazı insanlar sevdiklerinin yetersizliği konusunda psikolojik yatırımlara sahiptir. Bilinçsiz olarak şuna inanırlar, "çok çekici değilim. Benimle yalnızca bana bağımlı olduğundan, iktidarsızlığını tolere ettiğimden kalıyor. Artık fonksiyona sahip olacak ve beni terk edip daha yeterli ve çekici bir kadın bulacak." Bu tür bir bilinçsiz korkunun sonucu tedavinin açık veya kapalı biçimlerde sabote edilmesi olabilir. Cinsel tedavi bu tür sancılı ve hassas konular yeterince çözülünceye ve partnerin güveni tazeleninceye dek tamamlanmaz. Mutsuz ve tehdit altında bir eşin yüzünde, potans bozukluğunun "tedavisinin" sabit kalması beklenemez. Her iki cinsel partnerin sorunları çözülünceye en azından duygusal stabilite sağlanıncaya dek yüksek bir tekrarlama riski söz konusudur."

İktidarsızlık Hakkında Bilinmeyenler
-Cinsel terapide ereksiyon sorunlarını çözmede kullanılan cinsel egzersizler ve ev ödevleri öğretilirken, cinsel mitlere itibar edilmemesi, sağlıklı ve mutlu bir cinsel ilişkinin kalitesinin, penisin sertliğine veya uzunluğuna, orgazmların sayısına ve ilişkinin süresine bağlı olmadığı da anlatılır. Cinselliğin bir güç gösterisi olmadığı, cinsel birleşmenin bir görev gibi önceden belirlenmiş programlar içinde gerçekleştirilmesinin yanlışlığı ve eşlerin cinsel problemlerini korkmadan, utanç duymadan ve açık yüreklilikle konuşmaları üzerinde durulur. Çünkü cinsel birleşme her şey değildir. Ama cinsellik sevgiyle, şevkatle, saygıyla, aşk oyunlarıyla süslenip, zenginleştirilip sağlıklı, mutlu ve doyurucu bir cinsel yaşam yaratılabilir.
-Güçsüz bir kalp ve sağlıksız bir dolaşım sistemi iktidarsızlığın oluşumunda başlıca etkenlerin başında geldiğinden egzersiz ve spor çok önemlidir.
-Uykunun rüya dönemlerinde ereksiyon oluşur ve çoğunlukla sabah uyanıldığında bu durum devam eder. Eğer sabah sertleşmesi oluyorsa fiziksel bakımdan her hangi bir sorun yok demektir.
-Yurtdışında olduğu gibi cinsel terapistler ülkemizde çok az bulunduğu için, ilk baş vurulması gereken kişi doktor olmalıdır.
-Kalp damarları ile penis damarları aynı çaptadır yani 3 milimetre. Bu nedenle kalbi etkileyen tüm hastalıklarda penis de etkilenmektedir.
-Penil renkli doppler ultrasonografi, tam kan sayımı, kan şekeri, kolesterol, trigliserid, testosteron, prolaktin, bilirubin, albumin, kreatinin ve diğer enzimler, idrar tahlili, bulbokavernöz reflekse bakılan nörolojik testler, penise özel bir takım ilaçların enjekte edilmesi, kavernozografi-kavernozometri, NPT testi yani uykuda penis sertleşmesinin ölçülmesi, uyku sırasında penis monitorizasyonu iktidarsızlıkta yapılan temel testler ve tetkiklerdir.
-Yaşlanmaya paralel olarak iktidarsızlık sıklığı artar.